0

son günlerde alınan en güzel haber!

| 24 Mayıs 2010 Pazartesi
Basın Açıklaması

Yargı Emek Sinemasının yıkımını öngören projeye dur dedi.

Emek Sinemasının yıkımını öngören projeyi onaylayan kurul kararına açmış olduğumuz davada İstanbul 9. İdare Mahkemesi 12.05.2010 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Sinema kenti Beyoğlu’nda bir bir yok edilen sinemalar arasına katılmak istenen Emek Sineması Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Yenileme Kurulu’nun 17.09.2009 gün ve 954 sayılı ve 09.10.2009 gün ve 973 sayılı kararı ve eki avan projelerin iptali ve öncelikle yürütmenin durdurulası istemli açtığımız davada T.C. İstanbul 9. İdare Mahkemesi, 2010/448 ESAS no.lu kararında “ Dava konusu işlem, uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğurabileceğinden, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra bu konuda yeniden bir karar verilinceye kadar 2577 Sayılı Yasanın 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına, 12/05/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” demektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

Saygılarımızla,
Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi
0

Meriç Kara "A Domestic Schizophrenic Project" @ SODA

| 21 Mayıs 2010 Cuma


SODA Sunar
Meriç Kara: “A Domestic Schizophrenic Project”
26 Mayıs 2010 – 3 Temmuz 2010

Açılış: 26 Mayıs 2010 Çarşamba / 18:30-21:00

SODA, tasarımcı Meriç Kara’nın ilk kişisel sergisi “A Domestic Schizophrenic Project”e ev sahipliği yapıyor!

Meriç Kara, canlı evcimen bitkilerden ve suyla kurdukları ilişkilerden ilham alarak, bitkilerin bildiğimiz özelliklerini ve alışkanlıklarını, çevrede gördüğümüz halleriyle iç mekana taşıyan çok kişilikli bir ‘saksılar’ dizisi tasarladı. Yaratıcı mecralarda rahatlıkla kullanabilmesi sebebiyle dünya çapında birçok tasarımcının tercih ettiği DuPont™ Corian® malzemesiyle yapılan ürünler, First Concept tarafından imal edildi. Meriç Kara’nın bitkilerin ekolojisiyle uyumlu olarak tasarladığı saksılar, yazın gelişiyle mekanlara kendi doğalarını taşımaya hazırlanıyor.

Meriç Kara’nın “A Domestic Schizophrenic Project” sergisinin açılışında sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Sergi 3 Temmuz 2010 Cumartesi gününe kadar Pazar hariç her gün saat 10:00-18:30 arası SODA’da gezilebilir.
0

sabah sabah sanat!

|
Ryohei Yoshiyuki'den kendini sabah sabah sanatçı hissedenlere palet ekmekler! Sabah kahvaltıları artık çok daha eğlenceli!




0

İşte Dorothy'yi kıskandıracak ayakkabılar!

|
Marc Jacobs yapmış yine yapacağını. Dorothy kıskançlığından çatlasa yeridir!

3

Kablo yaprakları!

|
Lufdesign tarafından tasarlanan kablo tutturucu/düzenleyici/toplayıcı yapraklar. Pek de şahaneler!



0

Emek Sinemasını Yaşatalım! Emek Film Merkezi yapalım!

|
Emek Sineması'nı Yaşatalım kampanyasının yöneticisi Mehmet Bey'in süper ötesi fikirleri. Keşke birileri bunları daha çok görse, okusa, gerçekleştirse. Birileri bu konuda daha sağlam ve net adımlar atsa.

"Merhaba,

Bugun bir hayalimi sizin onerilerinize acmak istiyorum:

Emek sineması Türkiye'nin Cumhuriyetimizle neredeyse yaşıt (1924) tarihi ve sembol sinemasıdır. Bu özellikleriyle sinemanın melek heykeli, süsü, tavanı değil, tamamı anıttır. Hiçbir mimari bilgisi olmayan birisi bile bir sözlüğe bakarak 'anıtın tanımının tarihi veya sembol niteliğinde yapı' olduğunu görebilir. Emek sineması hem tarihi hem semboldür, yani Emek'e 'anıt kere anıt' denebilir. Sadece bu dilekçedeki imzalar bile sinemanın UNESCO mimari antlaşmalarına göre sosyal ve kültürel değerde anıt olduğunu ispatlamaya yetebilir. Ayrıca uzman mimari kuruluşlar hem Mimarlar Odası hem de Uluslarası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye'nin goruşleri aynı yönde ve cok nettir.

Emek sineması Türkiye'nin en büyük salonudur. Bu gerçek proje şirketi tarafından bir dezavantaj olarak, yanına 10 sinema salonu gelmesi onerisine destek olarak sunulmuştur. Gerçek pek çok diğer iddialarında olduğu gibi bunun tam tersidir. Türkiye'nin bu en büyük salonuna ihtiyacı vardır. Festivallerde bu salonda pek çok filme yer bulmak imkansızdır. Bu da bu büyüklükte bir salonunun bile sinemaseverlerin talebini karşılamadığını göstermektedir. Festivaller bile bu salona duyulan ihtiyacı göstermektedir. Film Merkezi olmasıyla sinemaseverler sene boyunca Emek'in Türkiye'nin en büyük sinema salonuna ihtiyacı olacaktır.

İşte Emek Film Merkezi önerisi
Öncelikle Emek önerimle Türkiye'nin ilk film merkezi olacağını, bunun uzun yıllardır Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu söylemek isterim. Kapsamlı bir restorasyon ve bilimsel çalışmalar gerekli olduğunu ortaya koyarsa, bir güçlendirme sonrasında ihtişamı en guzel bir biçimde ortaya konmuş, en son teknolojik imkanlarla donanmış bir film merkezi olarak açılmalıdır.

Bu film merkezi yalnız Türk değil dünya sinema sanatına ve bağımsız sinemasına hizmet edecektir. Sene boyunca Uluslararası Istanbul Film Festivali, If Bagimsiz Film Festivali, 1001 Belgesel Film Festivali, Isci Filmleri, Animasyon, Çocuk Filmleri festivali gibi mevcut festivallere ev sahipligi yapacaktir. Buna ilaveten dijital projeksiyon sayesinde sinema ogrencilerini ve kısa film üretimini desteklemek icin ozel festivaller organize edecek, sinema sanatının gelişimine katkıda bulunacaktir.

Sene boyunca Michael Moore, Michael Haneke, Pedro Almodovar, Lars Von Triers gibi dunya sinemasının devlerinin filmleri "ilk hafta galalari" olarak Emek sinemasında yapılacaktır.

Haftada bir gün, son iki seans Türk ve dünya sinema klasiklerinin Emek sinemasının dev perdesinde gösterimine ayrılacaktır.

Onemli Turk ve hatta kimi yabancı filmlerin dünya prömiyerleri ve ilk haftalari Emek Film Merkezi'nde yapılacaktır

Pek çok sinemasever çocukluğunda gittiği Emek sinemasınin buyulu atmosferiyle sinemayı sevmiştir. Cumartesi gunleri ilk üç seans çocuk filmlerine, çocukların seveceği filmlere ayrılmalıdır.

Film Merkezi her sinema gibi kapıdan bilet satmasina ilaveten bir kombine/uyelik bilet sistemine sahip olmalıdır. Barkodlu kredi kart buyuklugunde bir karta internetten istediginiz sayida film yuklyebilecek, tabii cok sayida olursa indirimli olmak uzere, ve barkodlu kartinizla giriste yer durumuna gore aninda biletinizi alabilecekseniz. Ayrıca kartınızı arkadaşlarınıza, eşinize, çocuklarınıza vererek de onların kullanımına sunabileceksiniz. Kart sistemiyle Film Merkezi hem düzenli bir gelire kavuşmuş olacak, hem de sanatseverle butunlesecektir.

İnteraktif internet sitesi sayesinde film merkezi seyirciyle sürekli iletişim halinde olacaktır. Program konusunda talepler, öneriler, dilek ve şikayetler Film Merkezine düzenli olarak iletilecek, internet sitesi aynı zamanda film sonrasi tartışma panosu olarak film tartışmalarına vesile olacaktır. Yer rezervasyonlari, bilet satislari internet sitesi uzerinden yapilabilecektir.

Koltuklari tahta sırtlı özel ergonomik koltuklar olabilir. Koltuklarin sirtinda sinema tarihimizin bugun hayatta olan ve olmayan degerli yonetmen, oyuncu ve sinema emekcilerin isim levhalari olacaktır. Yer numarasina ilaveten dileyenler bu koltuklari ismiyle giseden isteyebilecektir. Bu da isimlerin yasamasina guzel bir katkı olabilir.
Tabii isim levhlı koltuklar yer numarasına da sahip olacaktır. Çok az sayıda sinemasevere bagis karsiligi koltuğa isim yazdirma imkanı verilebilir, ama tum koltuklarin isim yazilmasinda cok dikkatli olunmalıdır ki gelecege yonelik de yeterince bos koltuk kalsin. Tabii ki isim sahiplerinin koltuklarina oturmasi gibi birsey soz konusu degildir. Her sinemada oldugu gibi yerler once gelene verilecektir.

Film merkezi sayesinde, bugün AVM sinema zincirleri ve eğlence sineması tarafından ezilen yalnız Türk değil Dünya sanat ve bağımsız sinemasının nefes alması imkanı olacaktır. Bilindigi uzere AB'de uzun yıllardır tam da bu sebeple sinemaya olaganustu bir devlet destegi vardir. Sinemaseverlerin isteği cok nettir: bağımsız sanatın, kültürün, tarihin, rant zihniyeti ve küresel sermaye tarafından yok edilmesine engel olmak, kulturu ve tarihi gelecege tasimak, sinema sanatının, bağımsız sinemann gelecegini korumaktır.

Film merkezi önerisi olarak ilk aklıma gelenleri saydım. Tabii ki ilaveler ve çıkartmalar olacaktır. Ancak bu noktada basının bugüne kadar bakışıyla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum

Maalesef basının neredeyse tamamında oldugu gibi sinema dergileri, sinema yazarlari, birkaç istisna hariç sinema siteleri kısaca sinema dünyası iki aya yakın bir suredir imza kampanyamiza dair bir yazı veya haber yayınlamadı. Zaten basın konuyu biz sinemaseverlerin cabasindan once konuyu kıyıda koşede birkaç haberle ve vahvah yazılarıyla geçiştiriyordu. Bu umursamazlık, teslimiyet ve geçiştirmenin yaygınlığı düşündürücüdür. Burada Atatürk'ün "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözünü hatırlatmak isterim. Bugün özgür düşünce ve düşünceyi çekinmeden ifade etmek maalesef az rastlanır olmuştur.

Ancak sevindirici olan önce onlar, sonra yüzler, sonra da binlerin, ve bugün 6400'ü aşkın sinemaseverin Emek Sinemasının yaşatılması ve Film Merkezi olması yolunda isteklerini aşağıdaki dilekçe etrafında oluşturmuş olmalarıdır.

Emek Sineması Yaşamalı, Emek Film Merkezi olmalıdır.

Mehmet Kurtkaya"
0

Hello (Kitty) Dr. Martens!

| 20 Mayıs 2010 Perşembe
0

"moda parkı"

|


Malumunuz, çocuklarımız parklarda, bahçelerde, oyuncaklarla eğlenmeleri gerektiği yerde, kendilerini bir anda modaya adadılar. Kendisini "fashion blogger" ilan edip her şeye ahkâm kesenlere ne yazık ki alıştık. Kendileri defileleri en ön sıradan izliyip, kafalarındaki anlamsız fiyonklar ve çok sevdikleri papyonları ile boy göstermeye bayılıyorlar. Bir de bu versiyonun başka bir sürümü çıkmış ki, kendisini "fashion designer" olarak görüyor. Ki o da biraz korkutucu. Hani elbet yeteneği olabilir, o yaşta güzel elbise çiziyordur, dikiyordur. Ama bunları Barbie'lerine dikse, sonra da onlarla oynasa, pek güzel olmaz mıydı? Bu kızcağızımız da 10 yaşında moda tasarımcılığına soyunmuş, soyunmakla kalmamış, sponsor bile bulup tasarımlarını satmaya başlamış! Hadi hayırlısı!
0

haftasonu nerde ne var?

|
Farklı bir program olduğu kesin. Robots in Disguise tekrar sahnede! Önce bir bakalım son zamanlarda ne var ne yok kendilerinde.

Sonra ise Fener'da Sevgili MAP-CAM-ART'ın son sınıflarının düzenlediği Mahalle Şenliği var. Fener'de çocuklara bol şamatalı bir mahalle şenliği, sokak eğlencesi isteyene duyurulur.

E bir de malumumuz Müzeler Haftası. Pek duyurulmasa da görsek de görmesek de birkaç müzemiz ve o müzelerimizin de bir sürü etkinliği var. İşte o müzeler ve etkinlikler müze haftasında masaya yatırılıyor. Bakalım kim neler diyor, kim ne yapıyor...



0

darth vader'e farklı yaklaşımlar!

|
Şahsi favorim ilk sıradan üçüncü. Pek güzel olmuşlar her biri.

0

Arkitera'dan Açık Kapı Festivali!

|
Severek izlediğimiz ve her türlü oluşumunu, etkinliğini, programını, ürününü, servisini heyecanla izlediğimiz Arkitera Mimarlık Merkezi İstanbul 2010'un da desteğiyle Açık Kapı Festivali diye bir mimarlık festivali düzenliyor. Bu festivalin en önemli özelliği önlerinden yüzlerce kez geçtiğimiz ancak içlerine hiç girmediğimiz/giremediğimiz muhteşem mimari yapıların bu sefer içlerini, tarihleri ve mimarilerini de dinleyerek göreceğiz. Bu yapıların arasında kısa süre önce İKSV tarafından restore edilerek hayatımıza giren Deniz Palas, Borusan Kültür Sanat'ın yeni kültür-sanat merkezi Borusan Müzik Evi, İstanbul 2010'un Atlas Pasajı'ndaki merkezi, Süreyya Operası gibi kültür-sanat merkezleri, okullar ve diğer önemli tarihi mekânlar var. Arkitera'nın özel turları mutlaka takip edilmeli, bu festival kaçırılmamalı!


"İstanbul’un kapalı kapıları Açık Kapı Festivali ile
halka açılıyor

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, Arkitera Mimarlık Merkezi'nin organize ettiği ve BUILdIST Yapı Malzemeleri Fuarı’nın desteklediği Açık Kapı Festivali, 22-30 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Festivalle birlikte, İstanbullulara yaşadıkları kentin kültürel ve mimari dokusunu daha yakından hissetmeleri için önemli bir fırsat sunuluyor.

Açık Kapı Festivali’nin gerçekleşeceği 22-30 Mayıs tarihleri arasında, İstanbul’da olağan koşullarda ziyaret edilmesi mümkün olmayan ya da ziyaret için özel izin alınması gereken tarihi ve mimari öneme sahip bina ve mekanlar halkın erişimine açılıyor. Londra’da her yıl bir haftasonu boyunca düzenlenen ve genellikle halka açık olmayan ilginç binalara giriş imkanı sağlayan Open House Festivali ile aynı amaç doğrultusunda hazırlanan Açık Kapı Festivali ile halkın kentteki binalara ve mimari değerlere ilgisinin artırılması amaçlanıyor.

Heybeliada Ruhban Okulu da açılıyor!
Festival kapsamında ziyaret edilebilecek yerler arasında Camialtı Tersanesi, Fener Rum Patrikhanesi, Ahırkapı Feneri, Deniz Palas, Selimiye Kışlası, Haydarpaşa Garı, SSK Zeyrek Binası, Yenikapı Marmaray Kazıları, Alman Konsolosluğu, Karaköy Yolcu Terminali ve Heybeliada Ruhban Okulu gibi İstanbulluların her gün önünden geçtiği ancak belki de hiçbir zaman içine girme fırsatı bulamadığı önemli yapılar bulunuyor.

İstanbul 2010 Ajansı’nın gönüllü kadrosunda yer alan üniversite öğrencilerinin de aktif olarak çalışacakları Açık Kapı Festivali süresince, belirlenen yapılar rehberlik yapan gönüllüler eşliğinde ziyaret edilecek. Ziyaretler, acikkapi.arkitera.com internet sitesinden kayıt yaptıran kişilerce oluşturulacak sınırlı sayıda gruplar ile dokuz gün boyunca belli saatlerde gerçekleştirilecek."

Açık Kapı Festivali kapsamında gezilebilecek binalar:

Heybeliada Ruhban Okulu
Büyükada Splendid Otel
Mısır Apartmanı
Ortaköy Camii
Dolmabahçe Camii
Tophane Camii
Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı
Taksim Aya Triada Kilisesi
Bulgar Kilisesi
Tabanlıoğlu Mimarlık Ofisi
Levent Loft Binası
II. Selim Türbesi
Borusan Müzik Evi
Atlas Pasajı İstanbul 2010 AKB Ajansı
Lütfi Kırdar Kongre Sarayı
Florya Atatürk Köşkü
Santral İstanbul
Süreyya Opera ve Konser Salonu
Sepetçiler Kasrı
Hasanpaşa Gazhanesi
0

Alex Wek for FT: How To Spend It!

|






0

Green Dreams!

| 16 Mayıs 2010 Pazar
Matteo Cibic'ten bitki akvaryumları. Benim gibi evde bitki, yeşillik, çiçek vs. sevmeyenler için bile pek şirin gözüküyorlar.

0

İyi Tasarım Destekler, Kötü Tasarım Engeller!

| 13 Mayıs 2010 Perşembe
"Herkes için Tasarım" Platformu EIDD (Design For All Europe) amaç, ilke ve faaliyetlerini aktarmak üzere düzenlenecek konferans için, İstanbul Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü Yönetimi Programı, Kale Tasarım Merkezi ve TAG Platform işbirliği ile 20 Mayıs'da Türkiye'ye geliyor.

0

Saray Soytarısı @ Zero

| 12 Mayıs 2010 Çarşamba



Mayıs ayı itibariyle pek sevdiğim güncel kültür-sanat, etkinlik ve yaşam dergisi Zero'da yazmaya başladım. Bu sayının 67. sayfasında ilk yazımı bulabilirsiniz.
0

Waitin' for it!

|
0

Color Me!

|
The Sartorialist'ten şahane bir fotoğraf. Renkler, kombinasyon, enerji, içimi açtı resmen!

0

David Lynch / Kahve & Sigara

|
Nev-i şahsına münhasır, melankolik, tuhaf ve rahatsız adam David Lynch hayatındaki olmazsa olmaz kahve ve sigara için imza atmış.


0

Arne Jacobsen Teapots by Paul Smith

|
Paul Smith yine yapmış yapacağını. Pek güzel, pek eğlenceli çaydanlıklar!

0

Adorable Colgate!

|


0

MAPPA iftiharla sunar: "Oyun"!

|
2

Paper Walk!

|
Chris Anderson'dan karton Nike ve Vans modelleri. Pek güzel, pek çevreci.






4

Jacqueline Roditi @ Mama!

|
Cafe, bar, restoran gibi mekânlarda sergi düzenleme furyası devam ediyor. Şimdi de Mama'da yeni bir sergi açılıyor. Bir ara gitmeli, şahane yemekler eşliğinde bu sergi gezilmeli.

2

Caz Festivali Yaklaşıyor!

|


Buika diyorum! Grace Jones diyorum! Seal diyorum! The Stanley Clarke Band diyorum! Temmuz gelsin artık diyorum!

Henüz resmi basın açıklaması yapılmasa da Biletix'in biraz erken davranarak Caz Festivali programını açıklamasıyla ortalıkta dolaşan isimler ve Caz Festivali mırıltıları başladı bile. Heyecanla bekliyoruz!
0

The Cinematic Orchestra @ Tamirane

|
Pek sevgili kampüsüm santralistanbul'un en sevdiğim mekânı Tamirane'de iki gün boyunca pek güzel ve eğlenceli bir grup sahne alıyor. Tamirane'ye gitmişken Tamirci Burger denenmeli, çıtır patateslerin tadına doyulmalı. Ya da üç peynirli Risotto ve Narince Chardonnay içilmeli. Bir şekilde güneşe, çimlere ve Santral'in kokusuna doyulmalı, akşama da The Cinematic Orchestra ile coşulmalı!

0

İKSV & Vodafone: İletişimde Sanat

|


"Kendi alanlarında öncü olan iki kurum olan İstanbul Kültür Sanat Vakfı ile Vodafone arasında yaratılacak sinerji ile kültürel faaliyetler ivme kazanacak. Yurtiçinde uluslararası etkinlikler düzenlerken yurtdışında da Türkiye'nin tanıtımı adına çok önemli çalışmalara imza atan İstanbul Kültür Sanat Vakfı, önümüzdeki dönemde yurtdışı projelerini iletişim alanında global bir güce sahip Vodafone'un desteğini alarak gerçekleştirecek.

Mobil iletişimde dünya lideri Vodafone, en son iletişim teknolojilerinden yararlanarak çeşitli interaktif uygulamalar gerçekleştirecek.

Vodafone abonelerinin cep telefonlarından ulaştıkları "Vodafone Live!" sayfalarında İKSV'nin düzenlediği İstanbul Festivalleri'ne özel ve interaktif uygulamalar yer alacak.

Ayrıca iPhone kullanıcılarına, İKSV'nin bulundukları bölgedeki tüm etkinlikleri hakkında en yakından en uzağa adres ve telefon bilgisini veren, haritada göstererek konumlandırma imkânı sunan lokasyon bazlı bilgi servisi "Vodafone Etrafımda Ne Var?" uygulaması ile bilgilendirme ve bilet satış için yönlendirme yapılacak.

Vodafone aboneleri İKSV etkinliklerinden önceden haberdar olma ayrıcalığı yaşayacaklar ve İKSV etkinlikleri ile ilgili her türlü bilgiye Vodafone Cep Merkezlerinden ulaşabilecekler. Vodafone Cep Merkezleri'nde İKSV broşürleri yer alacak ve bazı noktalarda imzalı/özel tasarımlı ürün satışı yapılacak.

Vodafone ayrıca gençlerin sanat ve kültür faaliyetlerine katılımını artırabilmek amacıyla üniversitelerde ve internetteki sosyal ağlarda çeşitli özel etkinlikler de gerçekleştirecek. Bunlar arasında, Uluslararası İstanbul Film Festivalini, konuk yönetmenlerle söyleşiler ve çalışma atölyeleri düzenleyerek üniversitelere taşımak da yer alacak. Türkiye Vodafone Vakfı "Düşler Akademisi" performanslarının yer alacağı etkinlikleri, Salon'da düzenlenecek.

Cep Özgür kullanıcıları ise kültür sanat faaliyetlerini izlerken avantaj ve bilet kazanma olanaklarına sahip olacak ve festivallere katılacak sanatçılarla tanışma ayrıcalığını yaşayacaklar."

0

"Cool" is our motto, Sümerbank is our home.

| 11 Mayıs 2010 Salı


İçerisinde birçok arkadaşımın, hocamın çalıştığı ve başka arkadaşlarımın eserlerinin yer aldığı bu sergi mutlaka ziyaret edilmeli. Sümerbank'ın eşsiz atmosferinde "cool" eserler görülmeli, yeni sanat ve düşünce önermeleri izlenmeli.

İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Sanat Yönetimi Bölümü, ART 312 - Sergi Üretimi ve Yönetimi dersi öğrencileri, altı genç sanatçının resim, fotoğraf, enstalasyon ve videodan oluşan çeşitli mecralardaki işlerini "cool" kavramı çerçevesinde sergiliyor.

Cool sözcüğü bir onay terimi olarak tüm dünyada gençlerin ağzında. Günümüze kadar varolan bütün gençlik altkültürlerinin önemli bir öğesi olmayı başaran; ama ailelerin kafasını karıştırmak için sürekli tanım ve görünüm değiştiren bu tavır, değişip duran bir modadan mı ibaret? Yoksa popüler kültürü fethetmekle yetinmeyip, onu aşırı milliyetçi, muhafazakar ve sol akımların tutumuna karşı alkol, sigara, uyuşturucu, seks, müzik ve şiddetin cazibesiyle sarsan bu apolitik isyan tavrı başka bir yaşam tarzının mı habercisi?

Dick Pountain ve David Robinson'ın kavramsallaştırmayı denediği cool kavramını bu sorular üzerine düşünen ve üreten genç sanatçıları bir araya getirmek için öneriyoruz. Büyükleri tarafından apolitik, sorumsuz ve duyarsız olmakla sık sık suçlanan bir kuşağın, aslında hiç de öyle olmadığını gösteren anatomisini gözler önüne seriyoruz. Bu bağlamda odaklandığımız cool sıfatı ile izleyicileri endüstriyel kapitalizmin konformizmine karşı bir çeşit isyan tavrına, günümüzde ise tüketim kapitalizmindeki rekabet baskısıyla mücadele etmeye yarayan bir mekanizmaya dahil etmeye girişiyoruz.
0

The Other Landscape @ ALANistanbul!

|
Galip Dede'ye yürüyün, biraz müzik dinleyin, sağdan ALANistanbul'un terasına doğru çıkın, sergiyi gezin, şarabınızı yudumlayın, başka düşlere, düşüncelere yer açın. Bir Mayıs akşamüstü, bunu yapın!

0

Klişeni Kır, Depo'ya Git!

|
0

Diesel for Heroes!

|
Pek sevdiğim ve yüzyıllardır kullandığım parfümü değiştirmeme neden olan Diesel, şimdi de süper kahramanlar için yeni parfüm şişeleri tasarlamış. Pek de güzel olmuş.

2

Adidas, please decorate my home!

|
Adidas bir de mobilya işine el atarsa n'olur?