1

bu bir nedir?

| 31 Ocak 2011 Pazartesi

Geceleri birtakım ışıklarla yine bir derece anlamlı gözükebilen fakat gündüz korkunç bir görüntüsü olan bu anıt/heykel nedir ne değildir bilemedim.
0

dinner table w/cards!

|
Hayalimdeki Yemek Masası!
0

DOT / Şubat 2011

| 28 Ocak 2011 Cuma
0

Freedom for Jafar Panahi & Mohammad Rasoulof

| 25 Ocak 2011 Salı
0

Centre for Digital Media

|
0

Art by Chance

| 21 Ocak 2011 Cuma
Dünyanın en çok kişiye ulaşan sanat etkinliği olan Art by Chance "ultra kısa film festivali"ne az kaldı! 


Art by Chance geçtiğimiz yıl Türkiye’de 15 şehirde, 77 noktada, 1000 digital ekranla izleyicilere ulaştı. Bu sene de artarack devam edecek!

Şu adresten Art by Chance'ı takip edebilirsiniz!
0

Biri Beni Coachella'ya Götürsün!

|
1

Lady Gaga or Sibel Can!

|
Lady Gaga 2010'da yaptı ama Sibel Can 2009'da böyleydi. Fikir kimin ki acaba?
0

Miniaworld

| 19 Ocak 2011 Çarşamba
Miniaworld diye bir şey var. Bilmem duydunuz mu. Ben kendisine tapıyorum. Koleksiyonerler, evine farklı biblolar almayı sevenler, alternatif hediye meraklıları için ideal.

İster koca bir ev alın, isterseniz sadece bir masa, ya da Mozart ve kemanı sizin olsun. Piknik sepetini görmeden geçmeyin ama sakın!

Almak isterseniz maybeshop, Cemal Reşit Rey Konser Salonu ve santraldükkan'da sizi beklerler.

Web sitesi de şurada : Miniaworld.
0

Bloggers & Designers @ Building

|
0

Barbour for Steve Mcqueen

|
Normalde Barbour'u hiç sevmesem de Steve Mcqueen'den ilham alınarak tasarlanan bu montu pek beğendim!
0

Voiyk for Bloggers!

| 18 Ocak 2011 Salı
0

Nancy Atakan @ Pi Artworks

| 17 Ocak 2011 Pazartesi

0

Playing Cards by Lanvin

|




2

Puma Creative Factory!

|

Ben ayakkabı severim. Hayatımı 3 pantolonla idare ettirebilsem de onun altına giyeceğim 30 çift ayakkabım olsa da doymam.

Ben kişiselleştirmeyi severim. Çok kurumsal bir şirkette çalışsam da masamdan Küçük Prens'i, takım elbisemin içinden Disney'li baksırımı eksik etmem.

O yüzden Puma'nın "The Creative Factory" hareketini görünce dayanamadım ve kendimi İstinye Park'a atmak istedim!


Çünkü Puma'nın İstinye Park mağazasında yepyeni bir uygulama var. Mağazaya yerleştirilen Ipad'in içindeki Puma Creative Factory uygulaması  ile PUMA Basket veya PUMA First Round modellerini istediğim gibi kişiselleştirebilirim! Bu aşamadan sonrası ise çok kolay! Ücretin ödenmesi, tasarımın üretim merkezine aktarılması ve 6-8 hafta içinde hazır olan ayakkabı(m)!

Ayrıca ayakkabının Puma'nın hazırladığı bir sisteme aktarılacak olması ile de şaheserim (!) herkese açık olacak.


Bekle beni Puma İstinye Park! Az kaldı!
2

iPhone Applications Bardak Altlıkları

| 13 Ocak 2011 Perşembe

0

iPhone Cassette Case!

|





Bir arkadaşım yurtdışından getiriyor 10 TL'ye de satıyor. İlgilenen isteyen varsa bana başvursun. Şahane gözüküyorlar ama sadece iPhone 4 için olmaları üzücü!
0

Tom Fruin’s Outdoor Sculpture - Kolonihavehus

| 12 Ocak 2011 Çarşamba
0

Stop the Violence in 43 seconds! by Francois Robert

|


0

Tom Ford for Out Magazine!

|
0

Back to the Future @ Building

| 11 Ocak 2011 Salı
TUXEDO, yenilerden ve eskilerden sıkılmış olanlar için yeni bir öneride bulunuyor : New Vintage

Tuxedo, ‘New Vintage’ koleksiyonu ile yeni bir başlangıcı çok özel ve anlamlı yapmak, kendi hikayesini keşfederken, yaşanmış başka hikayelerle birleşmek isteyenleri çağırıyor. Sahip olduğunuz stil ne olursa olsun, farkındalığınızı anlamak için Tuxedo’nun sunduğu ürünlerle tarzınızı istediğiniz yönde değiştirebilirsiniz.
Unutmayın, Tuxedo’da hayatınızın, kaybetmiş olduğunuz, vazgeçilmez parçasını bulabilirsiniz.
 
Birbirinden ünlü ve değerini hiç yitirmemiş marka ve ürünler 15-28 Ocak tarihleri arasında Galata’nın moda ve tasarım durağı Building’te.

0

Dot Koleksiyonda!

|
2

Cookie Monster / Cookie Hero / Cookie Retro

| 7 Ocak 2011 Cuma

Kim bana bu kurabiyeleriden yapaar?!
0

Social Media Tattoos!

| 6 Ocak 2011 Perşembe

Çok yakında bende de olacak! Oh yes!
2

starbucks logo changing!

|


Ben şahsen eski logoyu pek sevsem de bu minimal logoyu da beğendim. Ama yine de insan bir kenar çizgisi filan arıyor.
0

Bilgi Üniversitesi, porno film, bitirme projesi ve Cüneyt Özdemir...

| 5 Ocak 2011 Çarşamba

1 Ocak'tan beri Cüneyt Özdemir adında, kendisini gazeteci olarak nitelendiren fakat bir Televole muhabiri üslubuyla yazılar yazan, haberler yapan ve "zihin açar" sloganıyla yayın yaptığı Dipnot.tv sitesinde "Bir gece önce Bilgi Üniversitesi'nde çekilen porno filmi izleyip uygun bulursak yayınlayacağımızı duyurmuştuk. Hatta sosyal paylaşım sitesinde ‘az sonra’ diye esprili bir şekilde ilan da etmiştik." gibi bir cümle ile Televole muhabirliğini ve dilini ne kadar sevdiğini bir kez daha gösteren ve zihinlerimizi açan (!) bir adam Bilgi Üniversitesi'nde geçen sene çekilen "The Porn Project" bitirme projesi filmini gereksiz bir şekilde aylar sonra gündeme taşıyor.

Bu olayda incelenmesi gereken ilk unsur elbette bir üniversitede yani akademik bir ortamda özgürlüklerin ve yapılanların sınırıdır. “Üniversite tanımı itibariyle “bağımsız ve tüzel kişiliğe sahip”tir. “Üniversite, felsefi tartışma ortamında akıl sürecini duygusal sürecin önüne alarak kişilerin olayları görerek ve tartışarak farkına varılabilirliğini sağlayan ortamlardır.” Bu tanımdan yola çıkarsak özgürlük ve demokrasinin ayrıca ele alındığı ve en ateşli olarak savunulduğu bir platformda özgürlüğün bu kadar kısıtlanması ve yapılanların meşru kılınması için her türlü bahanenin bulunması kabul edilemez. Deniz Özgün'ün akademik bir ortamda "porno" gibi insanların her zaman "ayıp", "tabu" veya "yasak" ilan ettiği ancak kadını ve erkeğiyle herkesin içinde olduğu bir konunun akademik ortamda sorgulamaya ve tartışmaya açması gayet doğal, normal ve olması gerektiği gibidir. Zaten bunun idari değil akademik bir olay olduğu göz önünde bulundurulursa Deniz'in bu proje ile ilgili her şeyi hocaları ve asistanları ile hallettiği ve bunun bir sorun teşkil etmediği gerçeği de tekrar hatırlanabilir.

Bu olayda incelenmesi gereken ikinci unsur Bilgi Üniversitesi yönetiminin tutumudur. Zira sivil polisler, soruşturma açılmadan kilitlenen kapılar, sökülen bilgisayarlar, okuldan atılan hocalar, kimlik soran güvenlikler bir üniversite ortamının unsurları değil. Bilgi Üniversitesi her zaman demokrasi ve özgürlük kelimeleri ile bir arada anılmıştır. Türbanlı öğrencilerin okula girebilmesini savunan, Kürtçe ders açan, Ermeni konferansı düzenleyen sevgili (!) okulum kendi öğrencisine ve onun savunduğu temellerle örtüşen temellere sahip çıkmıyor, aksine karşı çıkıyor. Bu aşamada bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demeden duramıyorum.

Bu olaydaki üçüncü ve en önemli bulduğum unsur ise olayın asıl kahramanları Deniz Özgün, Elif Şafak Urucu, bölümdeki hocalar ve set ekibi gibi olayla ilgili birincil kişilerin yazılan çizilen birçok yazıda ve haberde gözardı edilmesi. Bu kişilerin bu filmi çekerken, böyle bir yola baş koyarken, bunu onaylarken, izlerken, değerlendirirken sahip olduğu her türlü doğal ve sonradan edinilmiş hak gözardı ediliyor.

Bu olaydan sonra tartışılan önemli bir konu da "porno" ve "cinsellik" algısı oldu. Şahin K'yı bütün televizyon programlarına çıkaran, onun 2010'da "komedi" filmi çekmesini sağlayan bir kitle, Aşk-ı Memnu'daki sevişme ve Fatmagül'ün Suçu Ne'deki tecavüz sahnelerini sanki insanlar sevişmiyor ve tecavüze uğramıyormuş gibi sansürleyen RTÜK, ve cinselliğin hiçbir mecrada yer almaması gerektiğini düşünen insanler bize cinselliğin sanki ayıp, günah, yasak ve tabu bir şey olması gerektiğini dayatmaya çalışıyor. Pornoyu sadece erkeklerin izlediği ve sevdiği, kadın bedeninin ve kadının şeyleştirildiği ve aşağılandığı bir mecra olarak görmek yanlış ve tehlikeli bir düşünce tarzıdır. Bununla birlikte gelen her türlü silah, ölüm, işkence, şiddet sahnesi her türlü mecrada gösterilebilir. Hiçbir sorun yoktur! Biz pornoyu ve cinselliği yasaklayalım, çocuklarımızı leyleklerin getirdiğine inanalım, sadece erkeklerin kadınlarla evlendiği ve 3 çocuk sahibi olduğu ideal (!) dünyamızda yaşayalım, geri kalan her şeyi ise "hastalık" diye nitelendirebiliriz.
0

Nike loves Old Magazines!

|
0

Retro Afişlere Devam!

|