Ayşe Erkmen @ Rampa

| 14 Şubat 2011 Pazartesi

Akaretler'in yeni halini pek sevdik. Saçmasapan mağazalar ve pahalı kafelerdense galerileri, partileri, küçük kafeleri ile yeni Akaretler'i daha çok sevdik.

İşte bu Akaretler'in içinde bir da Rampa galeri var ki, onu da hemen sevdik, hemen benimsedik. Cengiz Çekil, Güçlü Öztekin, Ahmet Oran ve Vahap Avşar derken şimdi de sıra Ayşe Erkmen'e geldi Rampa'da.

Ayşe Erkmen'in daha önce Venedik Bienali Türk Pavyonu'nda yer alacağını söylemiştik. Şimdi ondan önce Rampa'ya gidip eserlerini görmekte fayda var.

Serginin adı "Kendi Kendine", basın bülteni ise aşağıda.

 
 
Ayşe Erkmen, son 20 yıldır güncel sanat dünyasının uluslararası çapta önde gelen isimlerden biri olmayı sürdüyor. Eserleri, yerli ve yabancı müzelerde, uluslararası galerilerde ve bienallerde sergilenen Erkmen, düşünceyi ön plana çıkaran, zaman ve mekan algısına yepyeni boyutlar getiren eserler üretiyor; mekana özgü kullandığı malzemelerle mekanın gizli anlamlarını uçucu/geçici heykelleriyle görünür kılıyor.

Bu yıl Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Türkiye Pavyonu’nda da yer alacak olan  Ayşe Erkmen, Rampa’daki sergisi “Kendi Kendine” için yeni, büyük bir yerleştirme üzerinde çalışıyor. Erkmen, internette bulunan, kimin oluşturduğu, nasıl bir yapıya sahip oldukları artık bilinmeyen görsel veri bankalarından oluşan bir gözlemden yola çıkıyor. Arama motoruna sanatçının adı yazılıp “görseller” bağlantısı tıklandığında arama motoru birkaç saniye içinde sayfalar halinde listelenen binlerce fotoğraf buluyor. İlk sayfalar güncel girdileri ve doğrudan sanatçıyla ilintilendirilebilecek imajları gösteriyor. Yavaş yavaş arama sonuçlarının kesinliği azalıyor ve artık sanatçının adıyla ancak başka bir bağlamda bağlantı kurulabilecek resimler kalıyor.

Benzer görseller, farklı zamanlarda “Safari” ya da “Firefox” gibi farklı sunucular tarafından başka bir seçki ve farklı bir sıralama ile listelenebiliyor. Farklı günlerde istatistik farklar ortaya çıkalabildiği gibi, arama sınırlar ötesi bir yöne de sahip olabiliyor. Türkiye’deki bir bilgisayar Almanya’dakinden farklı sonuçlar getirebiliyor. Bu düzenin ardında kim var? Bu görselleri “ağ”a koyan, sanatçı tarafından onaylanmış sitenin dışında onları Erkmen adıyla ilintilendiren kim? İnsanı hayranlık içinde bırakan, öte yandan çok sayıdaki değişikliğin de işaret ettiği üzere güvenilirlikten uzak bu arşivi kim, hangi amaçla değiştirmekte? Ayşe Erkmen, tüm bu sorulardan yola çıkarak ürettiği “Kendi Kendine” isimini verdiği bu yeni işinde, internetten bulduğu imajları ait oldukları dijital bağlamdan “kurtararak”; “yeniden üreterek” bir tür anonim “otoportre”ye çeviriyor.
Ayşe Erkmen’in işlerinde sıklıkla karşılaşılan ödünç alma ya da kiralama ilkesi bu yeni
eserinde de anıtsal bir kullanım buluyor. 

Ayrıca, Ayşe Erkmen’in daha önce Istanbul’da sergilenmemiş olan 2009 tarihli
“Kalpler ve Daireler” ve 1996 tarihli “Pembe Süveter”  isimli video yerleştirmeleri ve 2003 tarihli “Gel Git” isimli yerleştirmesi de “Kendi Kendine”de görülebilecek eserler arasında yer alıyor.




0 yorum: